Zen
Zen, günlük yaşamdaki etkinliklerimizdir. Çevremizi ve yaptığımız işi izler ve bütünleşiriz...
8/1/20255 min oku
Uyanma, aydınlanma, iç özgürlüğe ulaşma yoludur. Bu açıdan Yoga ile ortak bir tavır sergiler. Zen'in amacı olan "aydınlanma" hali, insanın kendi varlığının doğasını aniden "uyanarak" idrak etmesi olarak tanımlanır.
Bu, kişinin bir kurtarıcıyla veya ibadetle elde edemeyeceği, kendi çabasıyla elde edebileceği bir şeydir. Zen öğretmeni "Roshi" bir mürşit değil, yalnızca bir kılavuzdur, yol gösterir. Aydınlanma şuurun iç aleme yönelmesiyle elde edilebilir; anahtar, meditasyondur. Bir başka deyişle aydınlanma "kalp gözü"nün açılmasıdır; kişi öyle bir bakış açısı kazanır ki kendi doğasını idrak eder saf varlığına, yüksek şuuruna ulaşır ve "dualite"nin ötesine taşar. Zen öğretisi ve uygulamaları, yoğun bir meditasyon döneminden sonra insanın kendi varlığının doğasına ulaşmasını, yani dünya çamuruna bulanmamış ve cahillik içinde olmayan varlığına, bir başka deyişle yüksek şuuruna ulaşmasını amaçlar ki, ulaşma anındaki idrak haline uyanma ya da aydınlanma "Kensho, Satori " denir. Bir Zen öğretmenine göre "hangi dinden olursa olsun ve adları ne olursa olsun, gerçek bilge, ermiş ve peygamberler, bu hali elde etmiş varlıklardır." Budizmin diğer ekolleriyle kıyaslandığında Zen'deki en belirgin farklar şunlardır:
Zen, aydınlanma deneyimine en çok öncelik veren yoldur.
Zen öğretisine göre aydınlanmaya ulaşma yolunda dinsel ayinler yapmak hiçbir yarar sağlamaz.
Zen öğretisine göre aydınlanmaya ulaşma yolunda herhangi bir öğretinin salt teorik düzeyde öğrenilmesi yarar sağlamaz.
Zen'de nefiste uygulanmamış, şuurda iz bırakmamış teorik bilgiye bilgi denmez. Teorik bilgi ancak ruhta iz bıraktığında gerçek bilgi olur.
Pek belirgin bir başka özelliği de insanlığın ruhsal gelişimindeki sosyal dayanışma yanıdır. Aydınlanma yolunda olanlar (Bodisatvalar) dünyadaki son canlıyı da iç özgürlüğe, aydınlanmaya yönlendirmeden dünya yaşamından uzaklaşmamaya yemin ederler.
Zihin algılarken kılı kırk yarar, algıladıklarını kalıplara sokar, değer biçer, üzerinde çözümleme yaparak fikir yürütür ve yargılar. Buna karşın, olan biteni, düşünmeyi ve düşünceyi bırakarak yalın algılamak, fark etmek, böylece gerçeği dolaysız algılamak Zen’in yaklaşımıdır; zihni, düşünerek gerçeği çarpıtmaması için aradan kaldırır. İşte o zaman dünyayı “böylesiliği” ile algılarız. Aslında her şey zihinsiz algılandığı zaman saf ve yalındır. Bu nedenle Zen kişisel ve dolaysız deneyime, yalın kavrayışa değer verir; klişeleşmiş, kalıplaşmış beylik deyişleri, kutsal addedilen yazıları dikkate almaz ve bu nedenle "öğretisiz öğreti" adıyla da anılır. Kişisel deneyim ego ile karıştırılmamalıdır. Gerçeklik ile aramıza ego girerse, onu yine fark ederek kenara çekeriz, çünkü ego engelleyicidir.
Zen, günlük yaşamdaki etkinliklerimizdir. Çevremizi ve yaptığımız işi izler ve bütünleşiriz. Bu sırada kendimizi de algılama ve sıklıkla zihin üretme etkinliği içinde buluruz. Böylece yaptığımız iş bize ayna tutmuş, bize kendimizi göstermiş olur. Bütünleşme ya da birlik hali içinde bulunduğumuz her etkinlik bize kendimizi tanıma şansı verir, duygularımızı ve ruh hallerimizi ortaya çıkarır.
Zihinsizliği, yani saf algılama halini yaratmanın Zen Budacı gelenekteki yolu zazendir. "Oturma zeni" anlamına gelen bu uygulamada oturulup olan biten sessizlik içinde izlenir. Gözlemci diğer her uyaran gibi kendi solumasını, duygu ve düşüncelerini izler ve onlara karışmaz. Bu tutum yaşamın diğer alanlarında da sürdürülürse anlamını bulur. Çalışma ve dinlenmede, başkalarıyla ya da yalnızken, hangi koşullarda olursak olalım, uyanık ve farkında olmamız bize, iç özgürlüğe giden yolu açacaktır. Bütün Zen sanatlarının tavrı da budur.
ZEN TEKNİKLERİ
Zen'de başlıca iki teknik vardır.
Z A Z E N
Zen Budacılığının törensel oturma biçimine Zazen adı verilir. Özellikle "Soto" ekolü izleyicilerinin tekniği olup sözlük anlamı "oturarak meditasyon"dur. Bazı meditasyon biçimlerinde olduğu gibi dalınç üzerine değil, uyanıklık ve yoğun bir farkındalık üzerine kuruludur.
Zen Budacılığının görüşüne göre, dünyanın gerçeği yüzeyseldir, yanıltır. Varlıklar kalıcı değildirler, büyük bir boşlukta eriyip giderler. Görüp de somut gerçek sandığınız varlıklar, ki buna kendiniz de dahilsiniz, ancak bu boşlukla anlam kazanırlar. Bu boşluk bir hiçlik değil, yaratıcı ve dönüştürücü bir boşluktur. Dingin olmasına karşın bütün hareketleri doğuran odur. O halde varlığın temeli, dolayısıyla da varoluşun yanıtını ararken o boşlukla temas edilmelidir. Bu nedenle arayış sırasında sırt ve baş dik tutulup oturulduktan sonra bütün hareketler durdurulur, kıpırdanmalar olabildiğince azaltılır. Zihinden geçen düşünceler bastırılmaz, aksine akışlarına karışılmadan izlenir. Dikkat, özellikle soluğu izleyerek içinde bulunulan ana yoğunlaştırılır. Bu arada duyu organlarının uyarılmaları engellenmez, gelen uyarı algılanır ve bırakılır.
Zazen uyanmaya ve aydınlanmaya ulaşmada en kısa, fakat en zor yoldur.
Zazen sırasında doğasına bırakılarak izlenen solunum kendiliğinden yavaşlar ve derinleşir, duyu organlarının duyarlılığı artar, beden gereksiz gerginliklerinden uzaklaşır, beyin faaliyetlerinde değişmeler olur ve zihin düşünce yüklerinden arınır. Zazen aşırı zihinsel ve bedensel yüklenme ile stresin olumsuz etkilerini giderir, sinirleri yatıştırır, solumayı düzenler, dikkat yoğunlaştırma yeteneğini arttırır, zihni açar ve berraklaştırır.
Zazen, aslında, cahillik "avidya" içinde yaşayan insanın kurtuluşa ulaşmasını sağlayan bir yöntem değildir; Zazen'de kısaca, her insanın içinde her an mevcut olan mükemmelliğin somut hale getirilmesi söz konusudur.
Günlük yaşamda Zazen’in diğer etkinliklere baskın çıkacak şekilde yapılmaması gerekir, çünkü Zazen, Zen’in yalnızca bir etkinliğidir ve hiçbir gündelik etkinlik Zen’in dışında kalmaz. Ayrıca hiçbir Zen etkinliğinde hedef gözetilmez. Bu yüzden ''Zen sizin günlük yaşamınızdır'' sözü edilir. Günlük yaşamınızda Zazen’e ılımlı yer vermeli, oturma süresini (hiç kalkmadan en fazla elli dakika) aşırıya kaçırmamalısınız. Bu konuya dikkat ederseniz Zazen’in beklenen yararları ile ister istemez karşılaşırsınız. O zaman da Zen sizin için esenliğin ve huzurun yolu olur.
KOAN KULLANIMI
Bu teknik, "Koan" denilen, "bakarsın göremezsin, dinlersin işitemezsin, kullanırsın tükenmez" gibi şiir biçimli çeşitli bilmecelerle (muamma) soru-yanıt diyaloğuna dayanır.
Koan'lar öz ve derin bilgilerin ya da hakikatlerin öğrenilmesine aracılık eder. Bir Zen izleyicisinin ifadesiyle bu akıl ve akıl-dışı arasındaki ayrılığın aşılması olan, ani sezgisel aydınlanmalara ve içerideki Budha'nın keşfine öncülük eder.
Zen öğretmenlerinin kullandığı soru-yanıtlı öğretme yönteminde (Mondo), öğrenci sorulan Koan üzerinde, ani bir aydınlanmayla yanıt bulana kadar, bazen aylarca meditasyon yapar.
Zen izleyicisi, bu şekilde, bir anda parlayıp sönen bir alev ya da aniden çakıp kaybolan bir şimşeği andıran ani ve kesikli idraklenmelerle hedefine doğru ilerler.
"Ekam Sat,
Viprah Bahudha Vadanti."
Rig Veda
"Hakikat tektir. Bilgeler onu farklı şekillerde ifade ederler."
Rig Veda
İletişim
Bize Ulaşın
info@gurudwarayoga.com
+90 535 638 13 38
Bu sitedeki istediğiniz yazıyı elbette alabilirsiniz: Bilgelik sahiplikle birlikte var olamaz.
Alın, okuyun, okutun, paylaşın. Sadece alıntılarınızda www.gurudwaraashram.com'un referansını yazmanız etik olarak doğru olandır.
©1986. All rights reserved.
