Süptil/ince bedenin bu prensibi karma ilkesiyle çok çok yakından ilişkilidir çünkü bizim gerçekleştirdiğimiz eylemler fizik bedenle gerçekleştirilmez. Burada dünyaya dair şemanızın tümünü değiştirmek zorundasınız.
Dünyaya dair resminizi tamamıyla değiştirmeden yoga ve meditasyon felsefesinde derinleşemezsiniz. Yoga deneyimlerinin içine girdikçe bu resim otomatik olarak, yavaş yavaş değişir. İçeride ne aradığınızı ve dışarıda ne deneyimlediğinizi bulmaya başlarsınız – cinsellik gibi mesela. Bu nedenle süptil/ince beden tüm eylemlerinizin kaynağıdır çünkü tüm eylemler zihinle başlar. Ve sonra zihin aramaya başlar, bedenin dışında değil; ilk önce içeride arar. Bir şeyi ararken, olduğunuz yere bakmalısınız, size en yakın olan yere.
Yaşlı bir terzi kadın varmış ve gözleri az görüyormuş. Ve Hindistan’da, köylerde, şimdiki gibi elektrik yokmuş. Bazen evlerde ışık olmazmış ve dışarda olurmuş. Bu kadın da yolda bir lambanın altında eğilmiş, çamurun içinde bir şeyler arıyormuş. Ve birisi geçerken sormuş “Hanımefendi, ne arıyorsunuz?” kadın demiş, “İğnem kayıp. İğneyi arıyorum.” Adam yardım etmiş çünkü kadının iyi göremediğinin farkındaymış. Her yere bakmış ama ışığın aydınlattığı yolun hiçbir yerinde iğneyi bulamamış. Demiş ki, “burada düşürdüğünüzden emin misiniz?” Kadın cevap vermiş, “Hayır hayır. Evimde düştü ama evde hiç ışık yok, o yüzden ben de bu ışık olan yerde arıyorum.”
Süptil/ince beden her şeyin olduğu yerdir. Ama biz öncelikle evin dışındaki bu dışsal ışıkta arıyoruz. Ama zihin ne zaman hareket etmek istese, en küçük şeyler için bile, önce süptil/ince bedene, süptil/ince beden alemine dalar. Onun koku potansiyeliyle bağlantı kurar ve burnuna dışarıda bir koku fark etmen için bir emir gönderir. Bu nedenle Sanskrit dilinde cinsellik için kullanılan kelimelerden biri; ananda, “bedensiz”, fiziksel olmayan dürtüdür, bir diğeri ise manoja, “zihinden doğan”dır. Olaylar ilk önce zihinde olur, süptil/ince bedende. Uyanan bazı enerji akımları sonradan dışarı yansıtılır. Bu nedenle karma prensibini, eylemlerimizi ve tepkileri anlamak istiyorsanız, süptil/ince bedeni anlamak zorundasınız.
Şimdi, evrende kozmik yasalar dediğimiz belli kurallar vardır. Bilginin tüm dallarına -metafizik veya fizik- uyarlanabilir yasalardır bunlar. Tüm bilimlerdeki her bilgi dalı için geçerli yasalardır. Örneğin Newton’un hareket yasalarından üçüncüsü: bir yöndeki her hareketin karşıt yönünde de bir hareket vardır. Aerodinamikteki ilk kural, gemilerin yürütülmesindeki ilk prensip. Bu aslında karmanın kozmik yasasının bir versiyonudur. Bir yöndeki her hareketin karşıt yönünde de bir hareket vardır. Bir yöndeki her eylemin karşıt yönde bir tepkisi vardır. Ve bu, harekete uyarlanabilir, psikolojiye uyarlanabilir, meditasyona, her şeye uyarlanabilir. Bir yöndeki her aksiyonun karşıt yönde bir reaksiyonu vardır. Bu kadar basit.
Öyleyse karma yasası nasıl çalışır? Her şeyin, kesinlikle yaşarken yaptığımız her şeyin içimizde bir yerlerde var olduğu biliyoruz. Kesinlikle bugüne kadar hayatta yaptığımız her şey içimizde bir yerlerde var. Gözlerinizin ucuyla gördüğümüz her şey, uçup geçen anlık bakışlar; duyduğunuz her şey, kesinlikle her yaptığınız, elinizi her hareket ettirdiğinizde; o deneyimin bıraktığı izlenim veya o eylemin izlenimi süptil/ince bedeninizde bir yerlerde kalıyor. Eylemler, sizden diğerlerine giden bu hareketlerdir. Deneyimler, dışarıdan size gelen şeylerdir – eylemler, aktif duyular yoluyla; deneyimler, bilişsel duyular yoluyla.
Samskaralar, eylemleriniz ve deneyimlerinizin hepsinin sonucunda süptil/ince bedende yer alan bu süreçlerdir. Beyinde kısa-süreli hafızanız olabilir ama bundan daha derin bir şey var. Şimdi diyebilirsiniz ki; süptil/ince beden bilinçaltı ile eş anlamlı mı? Cevap, hayır. Bilinçaltı süptil/ince bedenin fonksiyonunun bir parçası. Samskara ve karma arasındaki fark ne? Karmanın gerçek anlamı eylemdir. Samskara geride kalan izlenimdir. Eylemlerinizin ve deneyimlerinizin süptil/ince bedende kalan izlenimlerine samskaralar denir.
Eylemler, karmalar, üç çeşittir. Bu, reenkarnasyon inancının bir bakış açısıdır. İnsanlar bana soruyorlar, sizin felsefenizde ölümden sonra yaşam var mı? Diyorum ki, yalnızca ölümden sonra değil, doğumdan önce de yaşam var. Doğumdan önce yaşam olmasaydı ölümden sonra yaşam olamazdı. Nereden geldi? Bir şeyin geleceğe doğru bir uzantısı varsa geçmişe doğru da vardır. Sonsuzluğu sadece tek bir yönde ele alamazsınız. Sonsuzluk buradan başladı diyemezsiniz çünkü o zaman sonsuzluk olmaz. Burada doğduysam ve sonsuza dek burada kalacaksam, bu mümkün değil çünkü bu sonsuzluk değil, bir başlangıcı var. Eğer sonsuz yaşama inanıyorsanız, geleceğe ve geçmişe doğru sonsuzluğa inanmalısınız. Diğer türlü, başladığını ve sonsuz olacağını düşünmek mantıksız olur. Başlayan şeyler sonsuz olamaz. Bu yüzden reenkarnasyondan bahsederken, karma doktriniyle ilişkili olarak bahsederiz. İkisi bir ve aynıdır.
Üç çeşit karma vardır. Birincisi prarabdha olarak bilinir; önceki yaşamlarında gerçekleştirdiğiniz ve bu yaşamınızın temelinin oluşmasını sağlayan karmalarınızın toplamı. Örneğin, ölüm saatinde, gözlerinizin önünden geçen tüm karmalarınızın toplamıdır. Hani insanlar ölüm anı geldiğinde tutarsız şeyler söyler. Onlar tutarsız değildir. 70 yıldır yaşadığın bir evden taşınmak gibidir. Eğer bir evde 7 yıl yaşadıysanız, sadece 7 yıl, ne olur? Çocuğunun bozuk küçük oyuncak bebeği bir yerlerdedir, kaybettiğin eşarbın, çok sevdiğin kolyenin boncukları, başına ne geldiğini Tanrı bilir, tüm bunlar açığa çıkar. Tüm samskaralar, bodrumdaki tüm gizli şeyler, hepsi açığa çıkar. Ölüm saatinde tüm eylemlerinizin toplamı bir film şeridi gibi gözlerinizin önünden akar. Eğer bir kişinin ne tarz bir ölümle karşılaşacağını bilmek istiyorsanız tüm yaşamının toplamına bakın.
(Bir soruya cevap): Tüm yaşamlar boyu. Ama, tabii ki, bu yaşamda mevcut olan bedenin ölüm saati geldiğinde, en güçlü olanlar bu yaşamın izlenimleridir. Eğer ne tarz bir ölüm olduğuna karar vermek istiyorsanız, zihninizi istediğiniz tür ölümle yapılandırın; günlük yaşamınızdaki eylemlerin ve izlenimlerin toplamını değiştirerek onu şimdiden planlayın.
(Bir soruya cevap): Emin değilim. Ölümün pek çok insan için farklı şekillerde travmatik bir deneyim olduğunu düşünüyorum. Ama hakiki ölüm süreci çok huzurlu olabilir. Şimdiki yaşamınızın toplamıyla bir sonrakinin nasıl olacağının temelini belirlersiniz, yani hangi dış görünüşle doğacağınızı; bu belli biçimdeki bedende ne kadar ömrünüzün olacağını; ve üçüncü olarak, bu yaşam süresince ne tür zevk ve acıların sizinle olacağını.
(Bir soruya cevap): Evet, bazı karşılanmamış arzular, iyi ya da kötü, çok güçlü samskaralar bırakır. Çünkü eylemler ve deneyimlerden bahsederken, aslında, ilk olarak zihinde ne olduğundan bahsediyoruz. Eğer açlığınız ya da yoğun arzunuz varsa o ya da bu şekilde ortaya çıkacak, bu yaşamda veya bir sonrakinde. Çünkü her düşünce ile bir tohum ekiyorsunuz ve bu tohum meyve vermek zorunda. Her düşünce geldiğinde, ne kadar inanarak ektiğiniz fark etmez. Ve bahçenizin toplamı meyvelerinizin toplamını verir.
Şimdi üç çeşit karma var dedik. Prarabdha, geçmiş yaşamlarınızdaki eylemler sonucu bu yaşama geldiniz, ki bunu değiştiremezsiniz. Sonra, eylemlerin ikinci türü sanchita olarak bilinir, bunlar bu yaşamda, bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz eylemler ve topladığınız deneyimler veya samskaralardır. Ne yaptıysanız yaptınız, bunlar geri alınamaz, aksi iddia edilse bile. Bunu iptal etmenin bazı yolları vardır. Ama tek bir şey yapabilirsiniz: bu yaşamınızın toplamı için şimdiden başlayarak değişiklik yapabilirsiniz. Bir galonluk bir konteynerde çamurlu suyunuz varsa, yarısı çamurlu su ile doluysa, şimdiden itibaren ona temiz su ekleyerek doğal olarak içeriğin toplamını değiştirebilirsiniz. Yani şu andan başlayarak, kişiliğiniz için ne tür samskaralar toplayacağınıza karar verebilirsiniz.
Tüm samskaralar süptil/ince bedende toplanır ve görünür bedende olan her şey önce süptil/ince bedende olur. Süptil/ince beden, görünür beden için bir kalıp görevi görür. Yani süptil bedeninizde her ne varsa, görünür bedeninizde de o ortaya çıkar. Diyelim ki evleniyorsunuz. Ellerinizdeki çizgiler, yüz ifadeniz, hastalığınız veya sağlığınız tamamen süptil/ince bedeninizin toplamından gelir. Bir yerlerde enerji alanı bükülür, hasta olursunuz. Tüm hastalıklar için tek teşhis budur. Tıp doktorları benimle aynı fikirde olabilir ya da olmayabilir ama yoga tıp sisteminde ilk prensip hastalığın enerji alanındaki bükülmeden kaynaklandığıdır ve bu da süptil/ince bedende olur. Bedeninizdeki her çizgi süptil/ince bedeninizde olan bir şeyin ifadesidir -şeklinizde, formunuzda, yapınızda, kişiliğinizde görünür hale gelir.
Şimdi size karma ve süptil/ince bedenin birlikte çalışma şekline bir örnek vereceğim.
Bu üçünü unutmayın:
- Tüm eylemlerim, tüm düşüncelerim bir izlenim bırakır, süptil/ince bedende bir samskara bırakır,
- Bir yöndeki her eyleme, karşıt yönde bir tepki vardır,
- Dışımızda olan her şey önce içeridedir – tüm duyularımız ve dahası, potansiyelleri, bilinci hepsi içimizdedir.
Şimdi, gidip birine bir ok atıp onu kör ediyorum. Ne yaptım? Onu fiziksel olarak körleştirdiğimi düşünüyorum, ki bu doğru, onu fiziksel olarak kör ettim, ama yaptığımın yanıma kalacağını düşünüyorum çünkü çalılıklarda gizleniyordum ve bir ok attım. Ama yanıma kalmaz çünkü bu diğer insanın yönündeki eylemin, benim yönüme doğru bir tepkisi olmalı. Ve eğer elle tutulur bir tepki değilse, süptil/ince bedende bir tepkisi olmalı. Karma doktrini der ki, yaptığım şey kendimi süptil/ince bedende kör etmek. Süptil/ince bedenimde “görüş nazarında” bir boşluk yarattım. Ve bu başkaları için düşündüğüm her kötü düşünce için bile geçerlidir.
O zaman yol arkadaşlarınız olan insanlar için sorumluluğunuza karar vermelisiniz. Diğerlerine karşı belli karmik sorumluluklarınız var. Başkalarına karşı en büyük karmik sorumluluğunuz – ve bu tüm toplum, aile ve çocuklarınızla temellenir- onları özgürlüğe doğru eğitmenizdir, bağlılığa, olumsuzluğa, negatifliğe ve öz-yıkıma doğru değil; ellerindekini pozitif uçlara doğru yöneltmeye yardımcı olmaktır. Ve bunu yapmakta başarısız olduğunuzda kendinize yeni bir karma eklersiniz.
Şimdi, kabaca anlatacak olursam süptil/ince bedenimde görüş potansiyelimi ilgilendiren bir boşluk oluşturacak böylesi bir eylemde bulunduğumda, kendime zarar vermiş olurum. Ve er ya da geç, sürecin bir yerinde, bu karma beni ziyarete gelecek. Benim toplam eylemlerimin bir parçası haline geldi. Benzer şekilde süptil/ince bedenin saflaşması da gerçekleşebilir.
Swami Veda Bharati
Çeviren : Dr. Manyavati Melis Altınay
Kaynak: https://ahymsin.org/main/swami-veda-bharati/subtle-body-and-karma.html