Neredeyse tüm çocuklar doğaları gereği biraz bencildir. Başkalarına bir şey vermek istemezler. Ben bu eğilimi tersine çevirmek için eğitildim.
Dağlarda yaşarken, günde sadece bir öğün yerdim. Bir chapati (Hindistan ve Pakistan’a özgü pide, lavaşa benzer bir ekmek çeşidi), biraz sebze ve bir bardak süt ile beslenirdim. Bir gün, saat neredeyse 1’e gelirken yemek yemek üzere ellerimi yıkadım ve oturdum. Tam yemeğimi yiyecekken ustam geldi ve “Bekle!” dedi.
“Ne oldu?” diye sordum.
“Yaşlı bir Swami geldi. Kendisi aç ve yemeğini ona vermelisin.” diye cevapladı.
“Hayır, swami bile olsa yemeğimi ona vermeyeceğim. Ben de açım ve yarına kadar bir daha başka yemek alamayacağım.” diyerek karşı çıktım.
“Merak etme, ölmezsin. Yemeğini ona ver. Ama sırf ben söyledim diye değil, sevginin bir ikramı olarak ona yemeğini sun.”
“Açım!” dedim. “Yemeğimi yiyen birini nasıl sevebilirim ki?”
Yemeğimi swamiye vermeme ikna edemeyince, sonunda şöyle dedi; “Yemeğini ona vermeni emrediyorum!”
Yaşlı swami içeri girdi. Beyaz sakallı yaşlı bir adamdı. Sadece bir battaniye, baston ve tahta sandaletlerle dağlarda tek başına dolaşırdı.
Ustam ona “Gelmene çok sevindim. Bu çocuğu benim için kutsar mısın?” diye sordu. Ben ise “Benim senin beni kutsamana ihtiyacım yok, yemeğe ihtiyacım var. Açım!” dedim.
Ustam ise dedi ki; “Bu zayıf anda kontrolünü kaybedersen, yaşam savaşını kaybetmiş olursun. Lütfen yemeğini swamiye ver. Öncelikle ona biraz su getir ve sonra ayaklarını yıka.”
Söyleneni yaptım, ama bu hiç hoşuma gitmemişti. Bunun anlamını da idrak edememiştim. Ayaklarını yıkamasına yardım ettim, sonra oturmasını istedim ve yemeğimi ona verdim. Sonradan öğrendim ki tam dört gündür hiç yemek yememiş.
Yemeği aldı ve dedi ki “Tanrı seni kutsasın! Yemek önüne gelmedikçe asla açlık hissetme! Benim sana lütfum budur.”
Sesi hala kulaklarımda yankılanır. O günden beri beni sık sık çocuksu bencil arzulara iten o dürtülerden özgürleştim.
Özverili hizmet olmadan hiçbir şey başarılmaz.
Bencillik ile özverililik, sevgi ile nefret arasında çok ince bir bariyer vardır. Onu geçtikten sonra karşılığında hiçbir şey beklemeden başkaları için bir şeyler yapmaktan hoşlanırsın. Bu tüm sevinçlerin en yoğunu ve aydınlanma yolunda önemli bir adımdır. Bencil biri bu idrak seviyesini asla hayal edemez, çünkü egosu tarafından inşa edilen sınırlar içerisinde kalır. Bencil olmayan biri ise egosunu eğitir ve onu daha yüksek amaçlar için kullanır. Özveri, dünyanın tüm büyük erkek ve kadınlarında gördüğümüz, olduğunu fark ettiğimiz ortak bir özelliktir. Özverili hizmet olmadan hiçbir şey başarılmaz. Tüm eylemler eğer özverili bir şekilde gerçekleştirilmiyorsa, kutsal yazılardaki tüm ritüeller ve bilgiler beyhudedir.
Yazan : Swami Rama
Çeviren : Şükran Karaduman
Kaynakça : https://himalayaninstitute.org/online/learning-to-give/