fbpx


“Guru” kelimesi yanlış kullanılıyor. Bu kelime, çok soylu, harika ve kutsal bir kelimedir. Anneniz sizi doğurduktan ve ebeveynleriniz sizi büyüttükten sonra gurunun rolü başlar ve hayat amacınıza ulaşmanızda size yardımcı olur.

Gurunun tüm takipçileri, yaşları ne olursa olsun, isterse seksen yaşında olsun, onun çocukları gibidir. Onları besler, sığınacak bir yer verir ve karşılığında hiçbir şey beklemeden onlara öğretir. Guru ile olan ilişki öylesine saftır ki başka ilişkilerle mukayese edilemez. Gurunun sahip olduğu her şey, hatta bedeni, zihni ve ruhu, öğrenciye aittir. Ama eğer herhangi bir garip alışkanlığı varsa bu sadece ona aittir.

Guru için elinden gelenin en iyisini istesen bile bunu yapamazsın çünkü onun herhangi bir şeye ihtiyacı yoktur. O kadar şefkatlidir ki kendiliğinden senin dikkatini çeker, çünkü şaşkınsındır. Merak edersin: “Benim için neden bu kadar çok şey yapıyor? Benden ne istiyor?”. Senden hiçbir şey istemiyor. O kendi görevini gerçekleştiriyor, kendi hayat amacını… Sana rehberlik ediyorsa sana lütfedip zahmet ettiğinden değil, kendi işini yaptığındandır. Kendi işini yapmadan yaşayamaz. Böyle insanlara “guru” denir. İnsanlığa rehberlik ederler.

Hiçbir insan varlığı guru olamaz. Lakin bir insan kendisinin, Güçlerin Gücü’nün alıcısı ve yayıcısı olduğu bir kanala dönüşmesine izin verirse, bu gerçekleşir. Bu nedenle insan benliksiz olmayı öğrenmelidir. Hakiki gurular benliksizlik olmadan yaşayamazlar çünkü benliksiz sevgi, aydınlanmalarının asıl temelidir. Dünyanın bilinmeyen köşelerinden yaşam ve ışık saçarlar. Dünyanın onlardan haberi bile yoktur ve onlar bilinmek istemezler.

Guru; sıklıkla sadece felsefe, meditasyon ve hatha yoga hakkında eğitim almış biri olarak görülüyor. Bu bakış açısına göre gurunun öğrencileriyle bilgilerini paylaşması, onları yazıtlar ve türlü ruhsal öğretiler hakkında eğitmesi beklenir. Öğrenci, öğretmenine bağımlı hale gelebilirken ve öğretmen hakkında yüksek beklentileri varken, guru ise sadece bir öğretmen olarak görülür. Guru, bir öğretmenden çok daha fazlasıdır. O; bireyleri, insani varoluşlarını ifa etmeye ve mükemmeliyete götüren, özel rehberlik enerjisinin temsilidir. Lütuf, bu enerjinin dışa vurumudur. “Gu” karanlık, “ru” ışık demektir. Cehaletin karanlığını dağıtan ışığa, guru denir. Bu enerji ve karanlığın yok edilmesi eylemi, gurudur. Guru bir insan değildir, lütuf tarafından yönlendirilen bir güçtür.

Bunu başka bir şekilde anlatmak istersek, tüm insan varlıklarını Tanrı dediğimiz mükemmeliyete doğru hareket ettiren ve tüm evreni kaplayan zeki bir kuvvet vardır. Guru, bu zekadır. Herkesin bu zekayı algılama düzeyi farklıdır. Yapılan hazırlığa bağlı olarak değişir. Başka bir deyişle, guru her zaman oradadır ama öğrenci, gurunun vereceklerini almaya henüz hazır olmayabilir. Öğrenci hazır olduğunda, ona yardım etmek için guru her zaman oradadır  ve cehalet perdesini kaldırmak için gerekli olan ilerlemeyi sağlamaya yardım eder.

Guru bir insan değildir ama bir insan tarafından temsil edilebilir. Ruhani farkındalığını çok yüksek seviyelere getiren birisi diğerlerine yardımcı olabilir ve guru olarak kabul edilir. Sadece kendi içsel rehberine sıkı sıkıya uyumlanmış birisi başka birisindeki içsel rehberin uyanışına ilham olabilir. Guru fiziksel bir varlık değildir. Eğer bir guru bu gücün kendisinin olduğunu düşünmeye başlarsa artık bir rehber değildir. Guru bir gelenektir, bir bilgi nehridir.

Sadece, tamamen nirvikalpa samadhi seviyesinde olan biri aydınlanmış bir yogidir ve ancak böyle bir yogi diğer taliplere doğru rehberlik edebilir. Böyle bir yogi uzay, zaman ve nedenselliğin bağlarının ötesindedir, sonsuz özgürdür çünkü onun için Brahman’da erimek ve tekrar normal bilince dönmek mümkündür.

Gurunun, öğrenciyle ilişkisi anlatılamazdır. Bu ilişki dünyanın ötesindeki aleme uzanır, ölümü aşar ve aile ile arkadaşlarla alakalı sınırlı karmik bağların ötesine uzanır. Bir anne ve baba çocuğun bedeninin devamlılığı sağlar, çocuğu besler ve yetişkin olacağı yıllara kadar ona rehberlik eder. Guru nihai özgürlüğe kadar hayatlar boyunca ruhu besler, devamlılığını sağlar ve rehberlik eder.

Guru, öğrencisinden hiçbir şey istemez. Guru, ruhu aydınlanmaya iten güçtür. Guru’nun eylemleri saf şefkatten kaynaklanır. Nasıl ki güneş parlar ve uzak göklerde yaşarsa, guru da ruhani sevgi verir ve bağımsız olarak kalır.

Guru, hedefin kendisi değildir. Tapınılmak için kendisini guru ilan edenler guru değildir. Guru, nehri geçmek için kullanılan bir kayık gibidir. İyi bir kayığa sahip olmak önemlidir ve sızdıran bir kayık tehlikelidir. Kayık seni nehrin karşısına geçirir. Bir kere karşıya geçince artık kayık gerekli değildir. Yolculuğunu tamamladıktan sonra kayığına tutunman gerekmez ve kesinlikle kayığa tapmamalısın.

Pek çok öğrenci guruya, gurunun nasıl olması gerektiği, nasıl davranması gerektiği ve onlar için ne yapması gerektiği gibi önceden edindiği fikir ve beklentilerle geliyor. Bu önceden edinilmiş beklenti ve şekille karşılaşmayınca öğrenci üzülür hatta guruyu terk bile edebilir. Bu öğretmene ulaşmak için düzgün bir yol değildir. Öğrenci beklentilerle ve önceden edinilmiş şekilcilikle dolu olmamalıdır ama öğrenme arzusu ile yanmakta ve net bir kararlılıkta olmalıdır. O zaman hiçbir zorluk olmaz. O zaman guru ve talebe işlerini düzgün halledebilirler. Ruhsal arayıcı gurunun kim olduğu ya da ne yapacağı ile ilgilenmemelidir. Arayıcının ilk kaygısı hazırlanmak, hayatını ve düşüncelerini ruhani olarak sağlıklı bir hale getirmek ve sonrasında hayatını basitleştiren ve saflaştıran bir hale getirmeye çalışmaktır.

Guru ayrıca kelimeler ve eylemler olmadan da öğretir. Talebe teslim olmayı öğrendikçe, egoyu ortadan kaldırdıkça ve benliksizleştikçe gurudan sezgisel olarak öğrenme yeteneği artar. Öğrenci, sükut mağarasında öğrenir. Bu sanki gurunun frekansına uyumlanmak gibi ya da o bilgi akışına kabloyu takmak gibidir. Guru her zaman oradan çalışmaktadır. Talebenin rolü gitgide o yerden çalışmayı öğrenmektir.

Gurular bilgilerinin en iyisini sessizlik içinde açığa vurur. Sen sessizlikteyken sesinle sessizlik içinde ve sessizlik üzerinden iletişim kurar. Zihni uyumlanmış olan öğrenci için bu öğreti, öğretilerin en alasıdır. Bu sessiz iletişim sen fiziksel olarak nerede olursan ol gerçekleşebilir, ister on bin mil ötede ister çok yakında ol.

 Yolu içtenlikle yürüdüğünde, tüm engellerde sana yardımcı olacak olanla karşılaşacaksın.

Swami Rama

Çeviren : Dr. Candramani Çağın Çilingir
Kaynak : https://sites.google.com/site/swamiramateachings/swami-rama-guru-noble







Go to top